İnsanları diğer canlılardan ayıran ve insan olma özelliğini kazandıran tek unsur, beyin ön bölgesi (prefontal korteks) farklılığıdır. Yapısal yönden beyinde kapladığı yerin oranı diğer canlılardan daha fazladır. Ama esas özelliği işlevselliğidir.
Doğumunda bebek konuşamaz, düşünemez, akıl özellikleri gösteremez. Bu özellikleri tam olarak kazanabilmek için 21 yıl beklemesi gerekecektir. Çünkü beyin ön bölge gelişimi 20'li yaşlarda tamamlanır. Bu nedenle 18 yaş öncesi reşit olunmaz. (Beyin özellikleri dikkate alındığında bu yaş sınırı 21 olmalıdır). Bu yaş dönemine kadar yaşanan olaylar tüm duysal özellikler ile birlikte belleğe kaydedilir. Sosyal, kültürel ve çevre ile ilgili tüm yaşanan özellikler bellek kaydıyla birlikte kişilik özelliklerin oluşumunu sağlar. Duygu, düşünce ve davranışlar, ortaya konulmadan önce beyin ön bölgesi tarafından bellek bölgeleriyle girilecek bilgi alışverişi sonucunda, gelişir. Karar yeri beyin ön bölgesidir. Diğer beyin bölgeleri sürekli olarak beyin ön bölgesine gerektiğinde bilgi aktarır.
21 yaşına kadar olan deneyimler çoğunlukla kalıcı özelliklerdir. Annenin yemekleri, çocukluk döneminde gelişen ve öğrenilen beslenme özellikleri nedeniyle aranır. Bu nedenle yurt dışına gidenler kimi zaman aç kaldığını söyler. Ancak gelişim döneminde esnek düşünce yapısı kazanmış olan beyinler yurt dışında, farklı kültürlere kolay uyum sağlayacakları için aç kalmazlar. Bu örnekten anlaşıldığı gibi duygu, düşünce, davranış, beden gereksinmeleri ve hatta vücudun çalışma biçimi gibi insanın pek çok özelliğini birbiri ile ilişkilendirerek beyin ön bölge çalışma şeklini oluşturuyor.
Beyin ön bölgesi çalışmasıyla ıÜüdikkati sürdürme, sabır, planlama, tasarlama, argılama, Dürtü (tepki) kontrolü, düzenli olma, kendini kontrol edebilme, sorunları çözme, ayrıntılı (analitik) düşünme, gelecekle ilgili öngörüde bulunma, hatalardan ders çıkarma duyguları anlama ve ifade etme, empati kurma ve sağduyu özellikleri belirlenir. Ayrıca kısa ve orta dönem belleğin çalışmasında etkisi büyüktür.
Beyinde yer alan milyarlarca hücre ve bu hücreleri birbirine bağlayan trilyonlarca ağ sistemi nedeniyle yaşamış ve yaşayan insanların kişilik özellikleri birbirinden farklıdır. Bu nedenle beyin çalışma özellikleri açısından insanlar arasında eşitlikten daha çok benzerliklerden söz edilebilir. Beyin çalışma özellikleri bozulduğunda hastalıklar gelişir. Ancak her bozulma gene kişiye özel olmalı, hastalıktan daha çok bireyin hasta olma özelliği ön plana çıkartılmalıdır. Güncel tıbbın en önemli hatası, hastalar yerine hastaklıkları sınıflamak ve tedavi etmektir.
Kanserden şeker hastalığına, kan basıncı yüksekliğinden depresyona kadar geniş bir yelpaze içinde olan hastalıkların gelişim yeri, beyinde yer alan ve hem hormonal hemde sinirsel yollarla vücudun çalışmasını sağlayan hipotalamusun normal dışı çalışmasıdır. (1-15)
Hipotalamus, diğer beyin bölgeleri gibi, beyin ön bölge çalışmasının etkisi altındadır.(16- 29)
Bu bilgiler ışığında, beyin ön bölgesi insanın beden ve akıl sağlığı için araştırılması gereken öncelikli bölge olmalı ve bu bölgenin çalışmasını iyileştirme yöntemlerinin geliştirilmesine emek ve para harcanmalıdır. Günümüz tıp dünyası ise halen nedene değil sonuca yönelik araştırmaları ve ilaç tedavileri ile çalışmalarını sürdürüyor. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon) tansiyon düşürücü ilaçlarla tedavi edilemez. Şeker hastalığı insülin ya da şeker düşürücü ilaçlarla tedavi edilemez. Kolesterol yüksekliği bir hastalık değil, aynı hipertansiyon da olduğu gibi hipotalamusun uyum sağlamak üzere geliştirdiği yanlış önlemler sonucunda gelişen bir tablodur (Allastaz). Vücut bağışıklık sistemi, multipl skleroz dan basit bir allerjiye kadar olan pek çok hastalığın nedenidir ve çalışması hipotalamus tarafından düzenlenir. Hormonları salgılayan bezler hipotalamus kontrolündedir.
Beyin ön bölge çalışmasını değerlendirmek ve düzeltmek, belkide ekonomik açıdan önemli kazançlar sağlayamayacağı düşüncesiyle tıbbi yatırımcılar tarafından ilgi görmediği bir gerçektir. Halen var olan ilaçlar beyin ön bölge çalışmasına etkisizdir. Kısıtlı ölçüde ve kendi olanaklarıyla kimi hekim ve klinik psikologlar tarafından 1970'li yıllardan bu yana gelişimini sürdüren nöroterapi yöntemi, beyin ön bölge duyarlılığını azaltması açısından ümit vermektedir. Avrupa ve Amerikada bir taraftan araştırmaları sürmekte, diğer yandan hekim ve klinik psikologlar tarafından kliniklerde hastalara uygulanmaktadır. Ülkemizde henüz ve ne yazık ki üniversiteler ve diğer hastane hekimleri tarafından bilinmemekte, sadece İstanbulda bir kaç hekim tarafından uygulanabilmektedir. Beynin çalışmasını ölçerek nöroterapi uygulanan kişiye geri besleme (feedback) ile doğru çalışma biçimini telkin eden yöntemin yan etkisi bulunmamaktadır.
Klinik uygulamalarda kan şekeri yüksekliği, hipertansiyon, tiroid bezi bozuklukları (guatr vb..), mide ülseri gibi hastalıkları olan kişilerin ayrıca dikkat eksikliği, unutkanlık gibi beyin ön bölge çalışmasıyla ilgili sorunlarının da olduğunu sıkça saptarız. Aşırı sinirlilik ve unutkanlık yakınmasıyla birlikte hipertansiyon ve kan şeker yüksekliği de olan kişinin nöroterapi ile sakin, unutmayan, kan basıncı ve şekeri normal düzeylerde olan bir insana döndüğü görülecektir. Bu tedavinin başarılı olmasının nedeni, beyin ön bölge çalışmasının QEEG (beyin harita) yöntemiyle saptanıp nöroterapiyle düzeltilebilmesidir.
Vücudun dengeli çalışması homestaz ile açıklanır. Hipotalamus homestazı sağlar. Hipotalamus, gelişen değişikliklere uyum sağlayabilmek için vücut çalışmasını değiştirir. Bu değişiklikler sonucu kolesterol, şeker, kan basıncı yükselebilir ve organların çalışmasıyla ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Hastalıkların temel oluşum biçimi bu şekilde başlar (Allastaz). Hipotalamus anormal çalışması devam ederse sonuç hastalıktır (Allostatik yüklenme).
Stres hastalıkların gelişiminde çok önemli bir etkendir. Ancak aynı stres etkeni insanlarda aynı yakınmalara yol açmaz. Çünkü stres beyin ön bölgesi tarafından algılanır. İnsanlarda kişilik özellikleri farklı olduğu gibi stres algısı da farklı olacak ve stresin etkisini beyin ön bölge duyarlılık özellikleri belirleyecektir. Stressiz yaşam düşünülemez. O halde önemli olan stresin kendisi değil, beyin ön bölge özellikleridir.
Beyin ön bölge çalışmasını değiştirebilen etkenler; kalıtım özellikleri, doğum travması, anne sütünün yetersiz alınması, beyni etkileyen ateşli hastalıklar, diğer stres etkenleri, kafa darbeleri, aşılar, çevre etkileri (eğitim, yetiştirilme ve sosyal etkiler).
Oysa günümüz yaygın tıbbi uygulamalarında bu kişiye 1-2 adet tansiyon düşürücü ilaç, 1-2 adet şeker düşürücü ilaç, depresyon ilacı vererek takibe alınır ve sıklıkla ömür boyu bu ilaçları kullanması gerektiği söylenir.
Günümüz tıbbın yeni açılımlara gereksinmesi vardır. Hastalık tanısı koymak ve bu tanıya uygun ilaç yazmak yerine kişiye özel yaklaşımlarla hastaları kalp, ciğer, böbrek, kulak olarak görmeyip, yakınmaları, beynin ve genel vücudun bir dili olarak algılayıp, nedene yönelik uygulamalar başlatılmasında yarar vardır.
Organlar karar değil yürütme ile görevlidirler yani çalışmalarını kendi başlarına değiştiremezler. Beyin etkisi gözardı edilerek yapılan tedavilerin sonu başarısızlık olacaktır. Nedeni gözardı edip sonuca etkin tedavilerle insanları ömür boyu ilaçlara mahkum etmek yerine, vücut çalışma bütünlüğünün (homestaz) düzeltilmesini sağlayan yeni yöntemler geliştirilmeli, var olan yöntemler desteklenmelidir.
Dr Güçlü Ildız
Nöroloji Uzmanı
1.Stefan M. Gold, Isabel Dziobek Hypertension and HPA axis hyperactivity affect frontal lobe integrity J. Clinical End & Me.June 1, 2005 10.1210/jc.2004-2181
2.Mcewen BS, Wingfield JC.The concept of allostasis in biology and biomedicine. Horm Behav. 2003 Jan;43(1):2-15.
3.Glucocorticoid receptor polymorphisms in inflammatory bowel disease G Decorti, S De Iudicibus Gut 2006;55:1053-1054
4.Robyn Klein 2006 Phylogenetic and phytochemical characteristics of plant species with adaptogenic properties MS Thesis, 2004, Montana State University Chapter 3 of 8
5.Editorial: Ultradian, Circadian, and Stress-Related Hypothalamic-Pituitary-Adrenal Axis Activity—A Dynamic Digital-to-Analog Modulation George P. Chrousos, M.D. Endocrinology Vol. 139, No. 2 437-440
6.Hyperglycemia does not increase basal hypothalamo-pituitary-adrenal activity in diabetes but it does impair the HPA response to insulin-induced hypoglycemia. Vranic, Mladen, Matthews, Steve Am J Physiol Regul Integr Comp Physiol. 2005 Jul;289(1):R235-46
7.Past and present strategies of research on the HPA-axis in psychiatry Berger M, Krieg C Acta Psychiatr Scand Suppl. 1988;341:112-25
8.Stress peptides and HPA axis reactivity in depression Nemeroff C.B.; Stout S.C.; Owens M.J. European Neuropsychopharmacology, Volume 5, Number 3, September 1995, pp. 242-243(2)
9.Bea R H Van den Bergh, Ben Van Calster Antenatal Maternal Anxiety is Related to HPA-Axis Dysregulation and Self-Reported Depressive Symptoms in Adolescence Neuropsychopharmacology May 2007; doi: 10.1038/sj.npp.1301450
10.Kudıelka Brigitte M. ; Schommer Nicole C Acute HPA axis responses, heart rate, and mood changes to psychosocial stress (TSST) in humans at different times of day Psychoneuroendocrinology 2004, vol. 29, no8, pp. 983-992
11.Theresa M. Buckley MD, MS* and Alan F. Schatzberg MD On the Interactions of the HPA Axis and Sleep Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 2005 doi:10.1210/jc.2004-1056
12.Abelson JL, Khan S, Lıberzon I, Young EA HPA axis activity in patients with panic disorder: review and synthesis of four studies Depress Anxiety 2007;24(1):66-76
13.Phoon R. K. S. ; Tam S. H. The role of the hypothalamic-pituitary-adrenal (HPA) axis in the regulation of blood pressure Clinical and experimental hypertension 1997, vol. 19, no4, pp. 417-430
14.Nemeroff C.B.; Stout S.C.; Stress peptides and HPA axis reactivity in depression European NeuropsychopharmacologyVolume 5, Number 3, September 1995 , pp. 242-243
15.Depression, osteoporosis and the HPA axis Townsend Letter for Doctors and Patients, April, 2005 by Robert A. Anderson
16.Cerqueria JJ, Mailliet F., J Neurosci. 2007 Mar 14;27(11):2781-7
17.Julıan F. Thayeresther Sternberg Annals Of The New York Academy Of Sciences Volume 1088 November 2006
18.Bruce S McEwen Ph.D Allostasis and Allostatic LoadNeuropsychopharmacology (2000) 22 108-124
19.J. W Crane, K Ebner, T. A Day (2003) Medial prefrontal cortex suppression of the hypothalamic-pituitary-adrenal axis response to a physical stressor, systemic delivery of interleukin-1β European J. Neuroscience 17 (7), 1473–1481
20.S. F. Akana, A. Chu, L. Soriano, M. F. Dallman (2001) Corticosterone Exerts Site-Specific and State-Dependent Effects in Prefrontal Cortex and Amygdala on Regulation of Adrenocorticotropic Hormone, Insulin and Fat Depots J.Neuroendocrinology 13 (7), 625–637
21.A. Vania Apkarian,ıÜü Yamaya Sosa, Sreepadma Sonty Chronic Back Pain Is Associated with Decreased Prefrontal and Thalamic Gray Matter Density J.Neuroscience, November 17, 2004, 24(46):10410-10415
22.Alasdair M. J. MacLullich, Karen J. Ferguson Smaller Left Anterior Cingulate Cortex Volumes Are Associated with Impaired Hypothalamic-Pituitary-Adrenal Axis Regulation in Healthy Elderly Men J. Clinical Endocrinology & Metabolism (2006) Vol. 91, No. 4 1591-1594
23.Ron M. Sullivan and Alain Gratton Lateralized Effects of Medial Prefrontal Cortex Lesions on Neuroendocrine and Autonomic Stress Responses in Rats J.Neuroscience, April 1, 1999, 19(7):2834-2840
24.Radley JJ, Sisti HM Chronic behavioral stress induces apical dendritic reorganization in pyramidal neurons of the medial prefrontal cortex. Neuroscience 2004;125(1):1-6
25.Israel Liberzon, M.D., Anthony P. King, Ph.D Paralimbic and Medial Prefrontal Cortical Involvement in Neuroendocrine Responses to Traumatic Stimuli Am J Psychiatry 164:1250-1258, August 2007
26.Radley JJ, Arias CM, Sawchenko PE Regional differentiation of the medial prefrontal cortex in regulating adaptive responses to acute emotional stress J Neurosci. 2006 Dec 13;26(50):12967-76
27.Sullivan R.M ; Gratton A. Prefrontal cortical regulation of hypothalamic-pituitary-adrenal function in the rat and implications for psychopathology: side matters Psychoneuroendocrinology Volume 27, Number 1, January 2002, pp. 99-114(16)
28.Okada T, Tanaka M, Kuratsune H, Watanabe Y, Sadato N.Mechanisms underlying fatigue: a voxel-based morphometric study of chronic fatigue syndrome BMC Neurol. 2004 Oct 4;4(1):14
29.Figueiredo HF, Bruestle A, Bodie B, Dolgas CM, Herman The medial prefrontal cortex differentially regulates stress-induced c-fos expression in the forebrain depending on type of stressor Eur J Neurosci 2003 Oct;18(8):2357-64
14 Mart 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder